|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
elde hazır bulunan |
available adj.
|
|
General |
|
2 |
General |
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi |
marriage lines n.
|
|
3 |
General |
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi |
line of marriage n.
|
|
4 |
General |
(ortamda bulunan kişilerin elden elde gezdirerek imzaladığı ve bilgi eklediği) belge |
round robin n.
|
|
Phrasals |
|
5 |
Phrasals |
(elde bulunan veya pişirilmiş ürünlerden) yemek yapmak |
pick up v.
|
|
Proverb |
|
6 |
Proverb |
elde bulunan nimete şükretmeli |
enough is as good as a feast
|
|
7 |
Proverb |
elde bulunan nimete şükretmeli |
enough is a feast
|
|
Idioms |
|
8 |
Idioms |
elde bulunan şey |
a bird in hand n.
|
|
9 |
Idioms |
elde bulunan şey |
a bird in the hand n.
|
|
10 |
Idioms |
elde bulunan şey |
a bird in the hand n.
|
|
11 |
Idioms |
elde bulunan birden fazla seçenek |
several irons in the fire n.
|
|
Trade/Economic |
|
12 |
Trade/Economic |
cari yatırımlar ve bankada ya da elde bulunan nakit |
current investments and cash at bank and in hand n.
|
|
13 |
Trade/Economic |
elde bulunan para |
cash in hand n.
|
|
14 |
Trade/Economic |
elde hazır bulunan |
disposable adj.
|
|
15 |
Trade/Economic |
(nakit para) elde bulunan |
clean adj.
|
|
Physics |
|
16 |
Physics |
doğal olarak tungstitte bulunan, kimyasal işlem ile sarı kristal toz şeklinde elde edilen bir bileşik |
tungstic oxide n.
|
|
Chemistry |
|
17 |
Chemistry |
hayvansal yağlarda bulunan veya sentetik olarak elde edilen, keçi gibi kokan yağ asidi |
caproic acid n.
|
|
|
18 |
Chemistry |
ham pancarda bulunan ve sitrik asitten elde edilebilen bir kristalli trikarboksilik asit |
tricarballylic acid n.
|
|
19 |
Chemistry |
doğal olarak tungstitte bulunan, kimyasal işlem ile sarı kristal toz şeklinde elde edilen bir bileşik |
tungsten trioxide n.
|
|
20 |
Chemistry |
doğada haussmannit olarak bulunan ve manganez oksitlerin veya hidroksitlerin ısıtılması ile kırmızımsı kahverengi toz şeklinde elde edilen bir bileşik |
manganese tetroxide n.
|
|
21 |
Chemistry |
doğada haussmannit olarak bulunan ve manganez oksitlerin veya hidroksitlerin ısıtılması ile kırmızımsı kahverengi toz şeklinde elde edilen bir bileşik |
manganomanganic oxide n.
|
|
22 |
Chemistry |
doğada haussmannit olarak bulunan ve manganez oksitlerin veya hidroksitlerin ısıtılması ile kırmızımsı kahverengi toz şeklinde elde edilen bir bileşik |
red manganese oxide n.
|
|
23 |
Chemistry |
afyonda bulunan, sarı amorf bir madde olarak elde edilen ve kolay çözünebilir bir alkaloit |
meconidine n.
|
|
24 |
Chemistry |
pektinden elde edilen ve fazla olgun meyvelerde bulunan bir madde |
metapectin n.
|
|
25 |
Chemistry |
afyonda bulunan ve narkotinin oksidasyonu ile elde edilebilen bir asit ile ilişkili |
meconinic adj.
|
|
26 |
Chemistry |
afyonda bulunan ve narkotinin oksidasyonu ile elde edilebilen bir aside dair |
meconinic adj.
|
|
Biology |
|
27 |
Biology |
belirli bir yerden elde edilen aynı türün üyeleri arasında bulunan belirli bir immünoglobulinin varyant formlarından herhangi biri |
allotopotype n.
|
|
Biochemistry |
|
28 |
Biochemistry |
odun katranı ruhunda bulunan ve guayak reçinesinin damıtılmasından elde edilen fenollere benzer renksiz bir sıvı |
guiacol n.
|
|
Botanic |
|
29 |
Botanic |
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen, çan şeklinde beyaz çiçekleri, kırmızı yemişi ve yağ elde edilen kokulu yaprakları bulunan tırmanıcı bir çalı |
creeping wintergreen n.
|
|
30 |
Botanic |
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen, çan şeklinde beyaz çiçekleri, kırmızı yemişi ve yağ elde edilen kokulu yaprakları bulunan tırmanıcı bir çalı |
gaultheria procumbens n.
|
|
31 |
Botanic |
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen, çan şeklinde beyaz çiçekleri, kırmızı yemişi ve yağ elde edilen kokulu yaprakları bulunan tırmanıcı bir çalı |
mountain tea n.
|
|
32 |
Botanic |
meksika ve güneybatı abd'ye özgü olup kauçuk elde etmek için yetiştirilen, uzun gümüşi yaprakları ve küçük beyaz çiçekleri bulunan çok dallı bir bitki |
huayule n.
|
|
Tobacco |
|
33 |
Tobacco |
dumanda bulunan katı ve sıvı fazın tutucuda tutulduktan sonra suyunun alınması ile elde edilen madde |
dry particulate matter n.
|
|
34 |
Tobacco |
dumanda bulunan katı ve sıvı fazın tutucuda tutulduktan sonra suyunun alınması ile elde edilen madde |
dry smoke condensate n.
|
|
Military |
|
35 |
Military |
elde bulunan kuvvet |
current force n.
|
|
Card |
|
36 |
Card |
oyun başlamadan elde bulunan kartlarla yapılan 30 puanlık skor |
repique n.
|
|
37 |
Card |
aynı elde bulunan ardışık güçte oyun kartları |
run n.
|
|
|
38 |
Card |
oyun başlamadan elde bulunan kartlarla 30 puanlık skor yapmak |
repique v.
|
|